Osmanlı Özelinde Türkler’in Tefsir Faaliyetleri ve Osmanlı Dönemi Tefsir Eserlerinde Ağırlıklı Olarak Arapça’nın Tercih Edilme Sebepleri
DOI:
https://doi.org/10.52754/16947673_2024_35_6Ключевые слова:
Tefsir, Kur’an, Osmanlı, Dil, Türkçe, Arapça, Medrese, MedeniyetАннотация
Tefsir ilmi, ister akademik manada olsun, ister olmasın pek çok sayıda çalışmaya çok farklı açılarla mevzu teşkil etmiş ve etmektedir. Ne varki, tarihi seyir içerisinde, ilimi telakki ve anlayışta husule gelen tebeddülat ve değişimin serencamı, dil ve üsluptaki değişim, bunun sebepleri ve belki de en mühimi, bu değişimin müncer olduğu neticelerin hak ettiği kadar tetkik edildiği söylenemez.
Tefsir ilminin, diğer İslami ilimler arasında müstesna bir mevkii olduğu müsellemdir. Osmanlı medreselerinde tefsir dersi, müfredatın en son safhasına ve zirvesine yerleştirilmiş olan bir dersti. Başta Arapça olmak üzere âlet ilimleri ve temel dinî ilimlerden sonra okutulan, bütün diğer ilimlerin mecmuu mesabesinde olan bir ilimdi. Zira Kur’ân’ı anlamak ve yorumlamak demek olan tefsir ilmi, ancak bütün bu ilimlere vakıf olduktan sonra hakkıyla anlaşılabilecek olan, zengin ve geniş bir ilim olarak görülmekteydi. Ne varki, Osmanlı alimleri, tefsir ilmine müstesna bir alaka duyarak ehemmiyet verdikleri ve bu sahadaki çalışmaları daima destekledikleri halde eserlerinin çoğunu Arapça kaleme almışlardır.
Bu makalede, Osmanlı medrese ve âlimlerinin bu tarz-ı telakkilerinin sebepleri üzerinde durulmaya çalışılmıştır. Halkın, İslam dini ve onun mukaddes kitabı olan Kur’an-ı Kerim’le irtibat kurması için her türlü gayreti sergileyen Osmanlı âlimlerinin, eserlerinde ilim dili olarak Arapçayı kullanması, milli şahsiyetten verilen bir taviz olarak mı görülmeli. Yoksa, zamanın ruhu ve muhatapların ihtiyaç ve beklentileriyle mütenasip olarak, gerek fert, gerek devlet ve cemiyet olarak Osmanlı’nın misyonu ve dünya görüşüne mi bağlanmalı. Okutulan kitaplar, Arapça olsa da devletin resmi dilinin, medreselerdeki derslerin takrirleri ve şifahi veçhesinin daima Türkçe olması milli şahsiyetin korunduğuna delil olabilir mi. Makale, bu sualler etrafında kaleme alınmaya çalışılmış, ilim alemi tarafından bilinen, fakat çok da üzerinde durulmayan ve ilk bakışta birbirinden farklıymış gibi gözüken bazı kavramlar arasındaki kuvvetli irtibat dermeyan edilmeye gayret edilmiştir.
Загрузки
Опубликован
Как цитировать
Выпуск
Раздел
Лицензия
Copyright (c) 2025 Hüseyin KEBECİ
Это произведение доступно по лицензии Creative Commons «Attribution» («Атрибуция») 4.0 Всемирная.