Hanafite Freedom of Apostasy in lslamic Jurisprudence as Reflected by Shams al-Din al- Sarakhsi (400/1009-483/1090 )

Authors

  • Niyaz Kahveci Ankara Üniversitesi

Keywords:

Serahsi, din terketme özgürlüğü, irtidad, mürted, istihsan, istislah

Abstract

Dinden dönme (Apostasy) çoğu dinde büyük bir günah olarak Kabul edilmiş ve ona Ortaçağlarda en ağır ceza uygulanmıştır. Özgürlükler çağı olan günümüzde, üzerinde en çok tartışılan konu, bireyin dinini terk etme özgürlüğüdür. Bu bağlamda İslam Hukuku'nun bu meseleye bakışı önemlidir.

Geleneksel olarak bilindiği şekliyte İslam Hukuku, İslam dinini terkeden (mürted)e ölüm cezası vermektedir. Bu müesses ölüm cezasının, Hanefi fukahası incelendiğinde, daha onbirinci asır ulemasında bile mesela Karahanlılar döneminin Maveraünnehir bölgesinin alimi olan Türk fakih Serahsi'de ince bir hukuki akıl gürütme ve usul tartışması ile, nasıl yumuşatılarak kaldırılmaya doğru geliştiildiği görülecektir.

Serahsi'ge gore, erkek milrted ölüm cezasına çarptırılır, kadın ise sadece hapsedilir. Erkek mürtede ölüm cezası verilmesinin hukuki sebebi, irtidad etmesi durumunda hemen düşman ülkesine ve saflarına geçerek
Müslümanlara karşı savaşan biri olduğu içindir, Kadın mürtede ölüm cezası verilmemesinin hukuki sebebi ise, onun savaşçı olmamasıdır. Bu hukuki illetten hareketle Serahsi, eğer erkek mürtedin, Müslümanlara karşı savaşması, ömürboyu hapis veya başka yollarla önlenirse, öldürülmesi gerekmez sonucuna vardığını, tartışmasındaki usluptan çıkarabilmek mümkün görünmüştür.

Fıkıh, mürted erkeğin ve kadının mülkiyet haklarını da detaylı bir şekilde tartışmış ve karara bağlamıştır. İdam edilen mürtedin terekesi varisleri arasında feraiz hükümlerine göre dağıtılır. İdam edilmeden düşman ülkesine sığınan mürted, hakikaten ve hükmen ölmüş sayılır. Böylece ülke ayırımı gerçekleştiği için Müslüman ülkenin vatandaşı olmaktan çıkar. Fakat mürted, hiç bir durumda akrabasına varis olamaz. Müesses hükme göre, mürtedin irtidad döneminde icra ettiği bütün hukuki işlemleri geçersizdir. Serahsi, bu meseleye de, onun tasarruf haklarını dört kategoriye asıyrarak bir yumuşama getirerek ona bazı haklarını korumasını sağlamaktadır. Bu durumda mürtedin de tasamıf hakları vardır. Bu haklar, irtidad nedeniyle kaybolmaz.

Serahsi'nin Fıkıh metodolojisini şöyle özetlemek mümkündür. Onun, Hanefi Fıkhı'nın lraklı koluna mensup olduğu unutulmamqlıdır. Bu okulun kurucusu şüphesiz Ebu Hanife'dir. Ondan sonraki iki önemli şahsiyeti ise Ebu Yusuf ve İmam Muhammed'dir Serahsi, İmam Muhammed zincirinin kendi zamanındaki halkasıdır. Kendi zamanının durumlarına çözümleme bulabilmek için, gerektiğinde zikrettiği mezhebin bu kurucularınn fikirlerini terkederek, istihsan ve istislah teknikleini kullanarak kendi görüşünü ortaya koyar. Bu fikirler, kıyas gibi daha öncelikli tekniklere zıt olabilmektedir. Böyle yaparak İslam Hukuku'nun gelişmesine büyük katkıda bulunmaktadır. Bu tekniği mahirane kullanmakla Serahsi, kendisinin müstakil müctehid olduğunu açıkca sergilemektedir.

References

.

Published

2007-12-12

How to Cite

Kahveci, N. (2007). Hanafite Freedom of Apostasy in lslamic Jurisprudence as Reflected by Shams al-Din al- Sarakhsi (400/1009-483/1090 ). Scientific Journal of Faculty of Theology, (12 (2), 40–61. Retrieved from https://journal.oshsu.kg/index.php/tfij/article/view/941

Issue

Section

Статьи